Bu yazımda son zamanlarda gittikçe artan yaş polemiğine son noktayı koyacağım. Yapılan transferlerin yaşları ile takıntısı olan çatlak sesler yükseldi. Neden böyle oluyor belli. Kağıt üzerinde futbol takip edersen böyle olur. Ha geleceği düşünmüyor musun diyecekler. Şu ana kadar 3yıllık anlaşmadan fazla anlaşma yaptığımız oyuncu yok! Yaşı büyük-küçük farketmez. Alt yapıdan gelenleri dahil etmiyorum. Şuanda ekonomi ön planda. Ayrıca yapılan transferlerin de yaşından başka kusur yok hani.(Yaşı kusur olarak kabul edecek olursak) Bilmiyorum bu çatlak sesler bu yüzden de yükselmiş olabilir!
Şimdi bir analiz sunacağım size. Bu yaş polemiğini bu yazıyı bitirdikten sonra siz de konuşmayacaksınız. Serie A'da bulunan son şampiyon A.C. Milan'ı bilmeyeniniz yoktur sanırım. Şampiyon bitirdiler geçtiğimiz sezonu. İtalya'nın hatta Avrupa'nın en önemli, köklü kulüplerinden biri. Bu takımda geçtiğimiz sezon en çok maçta forma giyen 11 futbolcuyu, bu futbolcuların yaşlarını ve attıkları gol sayısını yazayım.
ABBİATİ : 34 MAÇ (34 Yaşında)
ABATE : 27 MAÇ (25 Yaşında)
THİAGO SİLVA : 31 MAÇ 1 GOL (27 Yaşında)
NESTA : 36 MAÇ (35 Yaşında)
ANTONİNİ : 22 MAÇ (29 Yaşında)
GATTUSO : 30 MAÇ 1 GOL (33 Yaşında)
SEEDORF : 27 MAÇ 3 GOL (35 Yaşında)
BOATENG : 25 MAÇ 3 GOL (24 Yaşında)
ROBİNHO : 32 MAÇ 12 GOL (27 Yaşında)
ZLATAN İBRAHİMOVİÇ : 29 MAÇ 14 GOL (30 Yaşında)
PATO : 23 MAÇ 14 GOL (22 Yaşında)
Peki bu Milan takımı geçtiğimiz sezon ne yaptı? Buyrun beraber görelim:
36 MAÇTA; 23 GALİBİYET 9 BERABERLİK 4 MAĞLUBİYET ALDI.
61 GOL ATIP 23 GOL YEDİ. 78 PUAN 38 AVERAJ TOPLADI.
VE ŞAMPİYON OLDU.
Daha da arttıralım analizleri. Merakla beklenen yaş ortalamasını yazalım.
TAKIMIN 33 KİŞİLİK KADROSUNUN YAŞ ORTALAMASI : 28
YUKARIDAKİ 11'İN YAŞ ORTALAMASI : 28
Polemik yaratanların sesi soluğu kesildi sanırım. Şöyle diyebilirler : "O futbolcularla bu futbolcular bir değil." Ben de şunları söyleyeyim müsadenizle "Serie A ile Süper lig bir değil", "Onların hedefleri ile bizim hedeflerimiz bir değil" Bu kadar yeter sanırım.
Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az. Saygılarımı sunuyorum. Esen kalın.
imza:Zek
10 Haziran 2011 Cuma
'Kaş yapayım derken göz çıkarmak' Artık Yeter!
Bu yazım en çok eleştiri beklediğim yazı. Çünkü çok acı bir gerçeği görmezden gelmeyip sizlere sunacağım. Katılan olur katılmayan olur. Ama ben bu gerçeği sunacağım. Aslında herkesin kabul ettiği ama yine de çoğunluğun inkar ederek yokmuş gibi davrandığı bir konu.
Herkes 'ah o eski adopen', 'nerede o eski taraftarlar' gibi sözleri söylüyor. Bu konuda izlenimler bunu gösteriyor.
Şimdi ben soruyorum : Nerede o eski taraftar? Neden şimdi o coşkulu, o kalabalık taraftar yok? Bu sorun sadece desteklemeyenlerde mi acaba? Yoksa desteklemeyenleri kazanmak yerine onlara 'kalleş' diye hitap edenlerde mi? Bu konu üzerinde araştırmalarım oldu. Antalya'mızın halkı arasında araştırdım bu soruların cevabını. Şimdi size bu izlenimlerden oluşan yorumlarımın da katılmış olduğu gerçekleri yazacağım.
Eskilerde neler vardı da böyle sevgi oluşmuştu. Haydi başlayalım o zaman. Önceden taraftar grupları herkese sevgiyle yaklaşırdı. Herkesin saygısını kazanmış bir grup giderek saygı toplamış ve büyümüştü. Herkese saygı gösteriyordu. Ezmeye çalışan bir yanı yoktu. Ve bu büyüklük saygı göstererek oluştu. Eskiden belli başlı olarak bu vardı. Prensipleri belliydi : Saygı görmek için saygı göstermek lazım. Eskileri fazla konuşmaya gerek yok.
Şimdiye gelelim. Şimdi, halk gözünden Antalyaspor taraftarının bir kısmı : Antalyasporu tutmayanlara 'kalleş' diye hitap eden, Antalyaspor ile bir istanbul takımını tutanlara hakaretler eden, kulübümüze ceza gelmesini sağlayan, Kendilerini hoşgörü ile karşılayan Bursa'lılara maçlarda küfür edip yetmiyor gibi videosunu çekip sonra yayınlayan vb. Bu kişiler kendilerini Antalyasporu savunan tek varlık olarak görüyorlar. Yaptıklarından ötürü... . Ha hep kötü yanları mı var hayır. Her deplasmanda cefa çekiyorlar sağolsunlar. Takımı yalnız bırakmıyorlar. Ama başta belirttiklerimi yaptıkları için sayıları artmıyor. Ve yalnız kalıyorlar. Bu kişiler kaş yapmak istiyor. Niyetleri iyi. Ama gelgelelim Kaş yapayım derken göz çıkarıyorlar, bunu da gözardı etmeyelim. Ama bu gerçekleri görmek lazım. Taraftar sayımız artmıyor.
Peki ne yapılmalı? Bu geçmişteki tabloları tekrar görmek için herkese saygı göstermeli... Antalyasporlu olmayan Antalyalılara hoşgörü ile yaklaşıp onları kazanmalı... Bedava bilet istemek yerine bilet alabilenler girmeli... Bunları yapamayan bir kitle var karşımızda. 'kalleş' demekle Antalyalıyı kazanamazsın, kaybedersin! Sonra Antalyaspor'u tutmuyorsun diye iyice nefret ettirirsin! Sonra Antalyaspor yalnız dersin! Az kişi olmana rağmen Antalyaspor sevdanı 2.plana atar grup sevdası peşine koşarsın ve az sayıyı 2ye 3e 5e bölersin! Sonra maçların deplasman havasında geçer! Sonra gelmeyenlere 'kalleş' dersin ve bu döngü gerçekleşir!
Yönetim ve Mehmet Özdilek bu dediklerimizi yapıyor. Okullara gidiyorlar güzelce anlatıyorlar. 'kalleş' demiyorlar. Sıra biz taraftarlarda. Gelin bu dediklerimi yapalım. Şimdi ciddi bir teklif sunuyorum taraftar gruplarına : Antalyaspor sevgisini hoşgörü ile yayalım. Eğer ki yapamayacaksak kaş yapayım derken göz çıkarmayalım ve ÇEKİLELİM! Grubu tarihi anıları ile bırakalım, Grubu güzel hatırlayalım.
Saygı... En önemlisi bu. Saygı görmek istiyorsan, saygı göstermek zorundasın! Saygılarımı sunuyorum. Esen kalın.
imza : Zek
Herkes 'ah o eski adopen', 'nerede o eski taraftarlar' gibi sözleri söylüyor. Bu konuda izlenimler bunu gösteriyor.
Şimdi ben soruyorum : Nerede o eski taraftar? Neden şimdi o coşkulu, o kalabalık taraftar yok? Bu sorun sadece desteklemeyenlerde mi acaba? Yoksa desteklemeyenleri kazanmak yerine onlara 'kalleş' diye hitap edenlerde mi? Bu konu üzerinde araştırmalarım oldu. Antalya'mızın halkı arasında araştırdım bu soruların cevabını. Şimdi size bu izlenimlerden oluşan yorumlarımın da katılmış olduğu gerçekleri yazacağım.
Eskilerde neler vardı da böyle sevgi oluşmuştu. Haydi başlayalım o zaman. Önceden taraftar grupları herkese sevgiyle yaklaşırdı. Herkesin saygısını kazanmış bir grup giderek saygı toplamış ve büyümüştü. Herkese saygı gösteriyordu. Ezmeye çalışan bir yanı yoktu. Ve bu büyüklük saygı göstererek oluştu. Eskiden belli başlı olarak bu vardı. Prensipleri belliydi : Saygı görmek için saygı göstermek lazım. Eskileri fazla konuşmaya gerek yok.
Şimdiye gelelim. Şimdi, halk gözünden Antalyaspor taraftarının bir kısmı : Antalyasporu tutmayanlara 'kalleş' diye hitap eden, Antalyaspor ile bir istanbul takımını tutanlara hakaretler eden, kulübümüze ceza gelmesini sağlayan, Kendilerini hoşgörü ile karşılayan Bursa'lılara maçlarda küfür edip yetmiyor gibi videosunu çekip sonra yayınlayan vb. Bu kişiler kendilerini Antalyasporu savunan tek varlık olarak görüyorlar. Yaptıklarından ötürü... . Ha hep kötü yanları mı var hayır. Her deplasmanda cefa çekiyorlar sağolsunlar. Takımı yalnız bırakmıyorlar. Ama başta belirttiklerimi yaptıkları için sayıları artmıyor. Ve yalnız kalıyorlar. Bu kişiler kaş yapmak istiyor. Niyetleri iyi. Ama gelgelelim Kaş yapayım derken göz çıkarıyorlar, bunu da gözardı etmeyelim. Ama bu gerçekleri görmek lazım. Taraftar sayımız artmıyor.
Peki ne yapılmalı? Bu geçmişteki tabloları tekrar görmek için herkese saygı göstermeli... Antalyasporlu olmayan Antalyalılara hoşgörü ile yaklaşıp onları kazanmalı... Bedava bilet istemek yerine bilet alabilenler girmeli... Bunları yapamayan bir kitle var karşımızda. 'kalleş' demekle Antalyalıyı kazanamazsın, kaybedersin! Sonra Antalyaspor'u tutmuyorsun diye iyice nefret ettirirsin! Sonra Antalyaspor yalnız dersin! Az kişi olmana rağmen Antalyaspor sevdanı 2.plana atar grup sevdası peşine koşarsın ve az sayıyı 2ye 3e 5e bölersin! Sonra maçların deplasman havasında geçer! Sonra gelmeyenlere 'kalleş' dersin ve bu döngü gerçekleşir!
Yönetim ve Mehmet Özdilek bu dediklerimizi yapıyor. Okullara gidiyorlar güzelce anlatıyorlar. 'kalleş' demiyorlar. Sıra biz taraftarlarda. Gelin bu dediklerimi yapalım. Şimdi ciddi bir teklif sunuyorum taraftar gruplarına : Antalyaspor sevgisini hoşgörü ile yayalım. Eğer ki yapamayacaksak kaş yapayım derken göz çıkarmayalım ve ÇEKİLELİM! Grubu tarihi anıları ile bırakalım, Grubu güzel hatırlayalım.
Saygı... En önemlisi bu. Saygı görmek istiyorsan, saygı göstermek zorundasın! Saygılarımı sunuyorum. Esen kalın.
imza : Zek
5 Haziran 2011 Pazar
Antalyaspor için objektif yorumlara hazır mısınız?
Merhabalar... Ben Zek. Bir Antalyaspor Sevdalısı... Antalyaspor için bu zamana kadar bir şeyler yapmak için en fazla çabalayanlardanımdır. Bu blogu açma sebebimi açıklayayım lafı fazla uzatmadan. Benim kim olduğumun pek bir önemi yok çünkü.
imza:Zek
Kaç gecedir Antalyaspor için neler yaptık, nelerde başarılı olduk, nelerde dibe vurduk hepsini düşündüm. Eksisiyle artısıyla. Antalyasporlu olan arkadaşlarımızla aramızda geçen sohbetleri aklımda canlandırdım. Çok uzun zamandır bunları derliyorum kafamda. Antalyaspor için nelerde yanlış yaptık, nelerde haklıydık. Dedim ya hepsini tarttım. Ve bir blog açarak bunları sizlerle de paylaşmaya karar verdim.
Antalyaspor ile ilgili yazılar yazacağım bu blogda. Gerçekleri yazacağım. Yeri gelecek dışarıdan bakacağım kendimize. Eleştirel bakış daha baskın olacak yeri geldiğinde. Bu zamana kadar böyle şeyler olmaması eksiklikti bizim için. Kendimize dışarıdan bakamıyoruz. Ama artık bu blogda bunu yapacağım. Kiminizin hoşuna gitmeyecek bunlar. "Antalyasporlu değilsin sen" diye saçmalayan dahi olacak. Destek verenler de olacak. Ama dediğim gibi eleştiriye açık olmalıyız. Kendimizi eleştirmez yani özeleştiri yapamazsak yol katedemeyiz. Bu blogtaki yazıları okurken lütfen objektif düşününüz. Gerçekleri görmemiz lazım.
Sizden saygı ve sevgi bekliyorum. Antalyaspor için yapıyorum bunları. Eleştirilerim çok sert de olabilir. Beni bu yüzden beğenmeyenler de olacak. Ama ben bunu yapacağım. Her şey Antalyaspor için. Antalyaspor sevgisini arttırmak için. Lütfen benim yazılarımı okurken Antalyasporlu kimliğinizi birkaç dakikalığına 2.plana atın objektif olun, kendinizi dışardan seyredin. Bana hak vereceksiniz. Saygıılarımı sunuyorum. Esen kalın.
imza:Zek
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)